Hatimoğulları: Saray’da her 15 saniyede bir emekli maaşı harcanıyor
Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin konuştu.
Hatimoğulları, sekizinci yılına giren 15 Temmuz darbe girişimine değindi ve “15 Temmuz Türkiye halklarına karşı kurulmuş büyük bir komplodur” dedi.
Hatimoğulları'nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Bugün 15 Temmuz askeri darbe girişiminin yıldönümü. Bu bizim açımızdan bir süreç. 15 Temmuz'da başlayan bu süreç 20 Temmuz'da ilan edilen OHAL ile devam etti ve ne yazık ki günümüze kadar devam ediyor. Belli ki bu rejim değişene kadar 15 Temmuz askeri darbede tesis edilmiş bütün etkilerini yaşamaya devam edeceğiz.
"Türkiye siyasi tarihinin en karanlık günlerinden biri olan 15 Temmuz askeri girişiminin bizlerde yarattığı etkileri bugün tek tek bütün detaylarıyla konuşacağız. Türkiye tarihi darbeler tarihidir, bunu çok iyi biliyoruz. Ne yazık ki hangi darbe yaşandıysa bu darbenin ağır bedelini bu ülkenin halkları, işçileri, emekçileri, yoksulları, solcuları, sosyalistleri muhalifleri ödemiştir.
"15 Temmuz’dan AKP nemalandı"
"Bizlerin DEM Parti geleneği olarak siyasi darbelere karşı tutumumuz çok açık ve nettir. Darbelerin kazananı o darbeyi gerçekleştiren klik ve ona bağlı güçler olmuştur. Kaybeden ise Türkiye olmuştur. 15 Temmuz askeri darbesinin ve devamındaki darbenin kaybedeni yine Türkiye olmuştur. 15 Temmuz darbe girişiminden nemalanan da AKP iktidarı olmuştur.
"Ankara Gar Katliamı ve Suruç Katliamı'ndan sonra iktidar şöyle bir açıklama yaptı. 'Bu katliamlar iyi oluyor, bizlerin oyu artıyor' diyerek mevcut olan baskıcı rejimi bu katliamlar üzerinden yani insan kanı üzerinden bu rejimi inşa edegeldiler.
"Kolluk ve yargı destekledi"
"15 Temmuz Türkiye halklarına karşı kurulmuş büyük bir komplodur. 15 Temmuz Türkiye'de zamana yayılmış bir siyasi darbedir. Kolluk kuvvetleri ve yargı tarafından desteklenmiş bir darbedir. 15 Temmuz ve onu takip eden 20 Temmuz, hukukun yargı eliyle kaldırıldığı gündür. AYM, AİHM, Yargıtay... Neredeyse yargının doğru düzgün işleyen hiçbir tarafı kalmadı. Yargı, yargıya darbe yapmıştır.
"20 Temmuz OHAL darbesi iktidarın kendi bekası olarak görmüş olduğu için de gerçekleşen zamana yayılmış siyasi darbeyle ve tabi ki kolluk kuvvetinin desteğiyle Türkiye'deki bütün muhalifler yurttaşlıktan çıkarılmıştır.
"Asıl mağduru toplum oldu"
"15 Temmuz’un asıl mağduru toplumdur. O gün bugündür ekonomi tam bir çöküş içinde, siyaset tam bir çöküş içinde, demokrasinin kırıntısı dahi yok ortada. Faşist otoriter rejimin inşası bugünle birlikte resmi olarak başlamıştır.
Gezi ve Kobanî davaları açıldı. Onlarca siyasetçi gözaltına alındı, tutuklandı. 4 Kasım darbesinin Sincan adliyesindeki fotoğrafıdır bu. İşte darbe budur. Gezi direnişinden yargılanan arkadaşlarımızın fotoğrafı... Gezi direnişi bu ülkenin en onurlu toplumsal direnişiydi. Bizlerin ayağa nasıl kalkabileceğini gösteren bir direnişti. Sivil demokratik direniş, müebbetle cezalandırıldı. Bu darbe değil de nedir?"
"Emekliye kıyak yaptıklarını sanıyorlar”
"Emekli maaşının 12 bin 500 lira olduğunu açıkladılar. Emeklilere kıyak zam yaptıklarını zannediyorlar. Bunların verdiği bu zam ne bir kıyaktır ne bahşiş niteliği taşır. Saray 15 her saniyede bir emekli maaşı harcarken emekliye verdikleri 12 bin 500 TL! Biz emekli maaşının yoksulluk sınırının yarısı kadar olması gerektiğini altını defalarca çizdik. Başlatığımız Ekmek ve Adalet kampanyasında da emeklilerin yanında durmaya devam edeceğiz!"
(BİANET)