teslabahis casinoport pashagaming betkom mislibet casino siteleri
baker depolama
Solder Sosyal Medya

Solder Sosyal Medya

15 Aralık 2024 Pazar

    VEGANLIĞIN SOSYALİZMLE BÜTÜNLÜĞÜ

    VEGANLIĞIN SOSYALİZMLE BÜTÜNLÜĞÜ
    1

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Doğa Tekneci yazdı…

    Veganlık nedir?

    Veganlık, yalnızca bir beslenme biçimi değildir, türcülüğe karşı bir direniştir. İnsanların hayvanlar üzerindeki hâkimiyetini sorgular ve onların yaşam hakkına saygı gösterir. Hayvan sömürüsünün ekosistemler üzerindeki yıkıcı etkisi oldukça büyüktür ve bu bağlamda veganlık çevreciliği de içerir. Vegan olan bir birey, hayvansal gıda tüketmediği gibi hiçbir hayvansal ürün (deri, kürk, yün vb.) tüketmez. Hayvanlar üzerinde deney yapmayan ürünleri kullanır. En önemlisi, bütün bu hayvan sömürüsüne ve ekolojik düzene karşı bir farkındalık yaratır ve eşit yaşama haklarının olduğu bir düzeni savunur.

    Patriyarkal Kapitalizm ile Hayvan Sömürüsü İlişkisi

    Öncelikle, özel mülkiyetin erkek egemenliğine geçmesiyle ezilen kavramının pratikte başlı başına bir sınıf oluşturduğuna bakabiliriz. Friedrich Engels, “Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni” adlı eserinde ve August Bebel, “Kadın ve Sosyalizm” adlı eserinde özel mülkiyetin ortaya çıkışının patriyarkanın güçlenmesiyle tarihle ilişkilendirerek savunur. Tarım devrimi sonrasında toplulukların artık fazla üretim yapabilmesi ve bunun biriktirilebilir hale gelmesi özel mülkiyetle ve anti-komünal yaşamla sonuçlandı. Erkekler toprak, hayvanlar, iş gücü ve kadın üzerinde kontrolü ele geçirdi. Hayvanın sömürülmesi, kadının sömürülmesi, azınlıkların sömrülmesi; kısacası zayıf görülenin sömürülmesi sosyalizmde bir bütün olarak ele alınmalıdır. Sınıf kini olan birisi için ezilen sınıf aslında yüzyıllardır ataerkil özel mülkiyetin altında ezilen, sömürülen bütün topluluklardır. Çünkü güçlü olan patriyarka cinsiyeti, ırkı, yaşı, türü, emeği metalaştırır: Herhangi bir canlıyı alır, ürettiği şeye göre değer biçer ve ona sahip olur.

    Endüstriyelleşmenin “Seri” Sonuçları

    Veganlığın pratikte bir eylem haline gelmesindeki en önemli etken hayvanın metalaştırılmak amacıyla endüstriyel bir tüketim sektörü olarak benimsenmesidir. Yüzyıllardır süregelen büyükbaş ve küçükbaş hayvan alım satımı sürse de, o tarihteki beslenme koşulları değerlendirildiğinde, özellikle halk içerisinde veganlık kavramının belirgin olamayacağı, sınıf farkının da bu kadar bariz olmamasından kaynaklıdır. Hayvansal gıdanın endüstriyelleşmesini sağlayan sanayi devrimi sonucunda sömürülen sadece emek olmadı, yaşama hakları da oldu. Sanayi devrimi, ekolojik dengeyi var eden canlı hayatı için bir sonun başlangıcı oldu. Üretim hızlandı, ürün maliyetleri düştü ve daha fazla ürün daha geniş kitlelere ulaştı. Bir tarafın sermayesi git gide artarken bir taraf sömürülüyordu. Hayvanların ürettiği herhangi bir şey kapitallerin himayesi altında düzenli bir şekilde satılmaya başladı. İşte bu canlı yaşamının pazara girmesine, yaşama bir paha biçmesine sebep oldu. Bu durum, Carol Addams’ın “Etin Cinsel Politikası” eserinde bahsettiği gibi hayvanların üremelerine kadar kontrole tabi tutuldukları bir sistem doğurdu. Buna ek olarak, patriyarkal kapitalizmin getirdiği endüstriyelleşme, doğal kaynakların hızla tüketilmesine ve çevre kirliliğine de neden oldu. Bu bağlamda, patriyarkal kapitalizm ve ekolojik yıkım sıkı sıkıya bağlıdır. Ormanların metalaştırılması, fosil yakıt tüketiminin açtığı jeolojik ve iklimsel tahribatlar, endüstri ürünü olan atıkların çevre kirliliğine sebep olması ve hızla tüketilen doğal kaynaklar gibi pek çok örnek ekolojik dengeyi iyice yıpratmıştır. Bu noktada ekolojik dengenin en temel bileşeni insan-hayvan ilişkisini güçlendiren veganizm olmuştur. Patriyarkal kapitalizm, kadınlar, hayvanlar, doğa ve işçi sınıfı üzerinde kurduğu bu baskıyı sürdürmeye devam ediyor. Bu nedenle, kadınların ve hayvanların özgürlüğü ile doğanın korunması, ortak bir mücadele zemininde, sosyalizmde buluşmalıdır.

    Sosyalist İlkelerle Hayvanların Sömürüsüz Yaşamı

    Sosyalist bir dünya özel mülkiyetin olmadığı sınıfsız toplumu amaçlar. Hayvansal gıdanın veya kürk ve derinin endüstriyel üretimi gibi sektörlerde hayvanların bedenlerinin ve yaşama haklarının kontrol edilmediği ve yaşamlarına paha biçmeyen bir düzeni savunur. Ekosistemin önemli bir parçası olan hayvanların yaşam hakkı önceliklendirilir. Sosyalist düzen, hiçkimsenin birbirine ekonomik açıdan bağlı olmadığını savunur. Bu da hayvan deneylerinin yasaklanması, hayvanların iş gücü gerektiren işlerde çalıştırılması gibi hayvanlarla insanların uyumlu yaşayabileceği sonuçları doğurur. Kısacası, sosyalizm kadınların, emekçilerin ve türün metalaştırılmadığı ve himaye altından çıkıp özgürleştirildiği bir düzen sunar. Bu doğrultuda ortak yaşam alanını paylaştığın her canlı tutsak olmayacaktır.

    Devamını Oku

    Ahmet Özer’in tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi

    Ahmet Özer’in tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Geçen hafta tutuklandıktan sonra yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutukluluğuna bu sabah yapılan itiraz reddedildi.

    31 Mart seçimlerinde  yüzde 49 oy alarak başkan seçilen ancak geçen hafta terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanan ve yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutukluluğuna bu sabah itiraz edildi. Özer’in avukatları tarafından sunulan 40 sayfalık dilekçeye ek olarak Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız ile Doç. Dr. Tolga Şirin tarafından hazırlanan 38 sayfalık bilimsel mütalaa yer almıştı.

    Dilekçede, Özer’in akademik ve siyasi kimliği nedeniyle yoğun iletişim ağı olduğu, yüzlerce kişiyle telefon görüşmesi yaptığı, PKK/KCK’den işlem yapılan 694 kişiyle görüşmediği ifade edildi.

    Dilekçede, Özer’in PKK’nin amacını, ideolojisini ve hedeflerini benimsemediği, 10 yıldan fazla süredir CHP üyesi olduğu ifade edildi.

    İTİRAZ REDDEDİLDİ

    Dilekçeyi değerlendiren 11. Asliye Ceza Mahkemesi, itirazı reddetti. Özer’in avukatları ise itirazları hakkında verilen kararla ilgili kendilerine resmi bir bildirim yapılmadığını belirtti.

    Devamını Oku

    ‘Jahrein’ müstehcenlik suçlamasından beraat etti

    ‘Jahrein’ müstehcenlik suçlamasından beraat etti
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Jahrein” rumuzuyla sosyal medyada yayın yapan Ahmet Sonuç’un “basın yoluyla müstehcenlik” suçundan yargılandığı davada beraatine karar verildi.

    Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Ahmet Sonuç ile taraf avukatları katıldı.

    Avukatları suçla ilgili maddi unsurların oluşmadığını savunarak Sonuç’un beraatini istedi.

    Esas hakkındaki son görüşünü açıklayan duruşma savcısı, sanığın “basın yoluyla müstehcenlik” suçundan cezalandırılmasını talep etti.

    Mahkeme, Ahmet Sonuç’un beraatine karar verdi.

    Devamını Oku

    Beşiktaş-Malmö maçının ilk 11’leri belli oldu

    Beşiktaş-Malmö maçının ilk 11’leri belli oldu
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    UEFA Avrupa Ligi’nin 4. haftasında Beşiktaş, İsveç takımı Malmö’yü konuk edecek.

    Saat 18.30’da başlayacak mücadele, TRT 1’den yayınlanacak.

    İki takımın ilk 11’leri şu şekilde:

    Beşiktaş: Mert Günok, Svensson, Paulista, Uduokhai, Joao Mario, Muci, Masuaku, Rafa Silva, Cher Ndour, Gedson, Semih

    Malmö: Friedrich, Rösler, Jansson, Zatterström, Bolin, Pena, Berg Johnsen, Busanello, Christiansen, Botheim, Kiese Thelin

    Devamını Oku

    ÖHD: Halfeti’de gözaltına alınanlar çıplak aramaya maruz kaldı

    ÖHD: Halfeti’de gözaltına alınanlar çıplak aramaya maruz kaldı
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Urfa’nın Halfeti Belediyesi’ne atanan kayyıma karşı protestolar gerekçe gösterilerek yapılan ev baskınlarında 16 kişi gözaltına alındı. Halen gözaltında tutulan bazı isimler, emniyette maruz kaldıkları şiddet ve çıplak arama nedeniyle Özgürlükçü İçin Hukukçular Derneği’ne (ÖHD) başvurdu.

    EMNİYETTE ŞİDDET

    Adle Fidan, yaptığı yazılı başvuruda, gözaltı sırasında sözlü ve fiziki şiddete maruz kaldığını aktardı. Fidan, “Halfeti İlçe Emniyetine getirildikten sonra bir odada bekletilirken, dışarıdan gelen bir erkek polis memuru tarafından şahsıma tokat atılmıştır. Ayrıca zaman zaman odaya gelen bazı polis memurlarının sinkaflı küfürlerine maruz kaldım” dedi.

    Gözaltındaki Berivan Kocaoğlu da, cinsiyetçi küfürlere maruz kaldığını ve Adle Fidan’a yapılan fiziki şiddete şahit olduğunu ifade etti.

    Yusuf Yeşiltepe, fiziki saldırıya maruz kaldığına işaret ederek, “Elim kelepçeli vaziyette iken boynuma ve koluma yumruklarla vurdular. Emniyete getirildikten sonra 15-20 kişilik polis memurları tarafından yüzüme, boynuma ve belime şiddet uygulandı. Bu fiziksel şiddet sebebiyle yüzüm şişip morarmış, akabinde dudaklarım patlamıştır. Bir polis memuru ‘Beni tanıdın mı?’ diyerek, yumruklarla beni darp etti” diye kaydetti.

    ÇIPLAK ARAMA VE TEHDİT

    Urfa merkezde gözaltına alındıktan sonra Halfeti’ye götürülen Mizgin Çiftçi, askerlerin çıplak aramasına maruz kaldı. Kadın askerin çıplak arama dayattığını aktaran Çiftçi, çıplak arama sırasında kapının açık bırakıldığını ifade etti.

    Gözaltındaki Kerem Bilgi, telefon şifresini vermediği için polislerin şiddetine maruz kaldığını ifade etti. Emniyette bekletildiği odada şiddetin sürdüğünü ifade eden Bilgi, “Hakaret ederek ölümle tehdit ettiler. Tanımadığım biri ‘Seni ayaklarından tavana asarım’ diye tehdit etti” dedi.

    ‘KAFAMA SİLAH DAYANDI’

    Gözaltındaki Aziz Çetintaş, dilekçesinde kafasına silah doğrultulduğunu ifade etti. Çetintaş,”Sabah saatlerinde gözaltına alınma sırasında hamile eşim ve dört çocuğumun önünde yüzüstü yere yatırılarak, kafama silah dayadılar. Aynı polisler, tekmeyle vücudumun her yerine vurdular. Ayağımda yaralar oluştu” ifadelerini kullandı.

    ÖHD’nin, yaşananlara karşı suç duyurusunda bulunacağı öğrenildi. (MA)

    Devamını Oku

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.