Yenidoğan Çetesi davasında 4. gün başladı! İşte tüm detaylar

İstanbul'da fazla sayıda bebeğin ölümüne sebep olmakla suçlanan 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması günlerdir sürüyor. Dün savunma yapan hemşire Cansu Akyıldırım, elebaşı Fırat Sarı ile 3 yıl ilişki yaşadığını söyledi. Sanık hemşire Çağla Durmuş, "Fırat Sarı daha fazla kazanç için 'Hastayı entübe göster' derdi" ifadelerini kullandı. Bir öbür sanık hemşire ise "Çek fişi gitsin" denilerek bebeklerin nasıl ölüme terk edildiğini anlattı. Bakırköy Adliyesi konferans salonunda görülen duruşmada Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık, 14 tutuksuz sanık ve yan avukatları amade bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.

BİLİRKİŞİ RAPORUNDA 12, İDDİANAMEDE 10 BEBEK VAR

Gazeteci Emrullah Erdinç'in aktardığına göre; 3 günde 13 sanık ifadesi tamamlandı, 34 sanık kaldı. Bilirkişi raporunda, bu çetenin 12 bebeğin hayatına mal olduğu tespiti mevcut fakat iddianamede 10 bebek bulunuyor. Mahkeme salonundaysa bu 10 bebekten sadece Kaya bebeğin avukatı soru soruyor. Duruşmaya da yalnızca 3 ailenin avukatı katıldı. Sanıklar ise hesap vermeye avukat ordusuyla gelmişler.

UĞRUNA SAVCI TEHDİT EDİLEN HEMŞİRE SAVUNMA YAPACAK

Dördüncü günde duruşma saat 10.30 itibarıyla tutuklu sanık muhasebeci Funda Özen'in savunmasının alınmasıyla başladı. Bugün tutuklu sanık Renas Kılıç ile soruşturmayı yürüten Savcı Yavuz Engin'in tehdit edilmesine sebep olan tutuklu hemşire Tuğçe Toptemel'in savunmaları da alınacak.

"MADDİ DURUMU OLMAYAN AİLELERE HASTANE KONUSUNDA YARDIM ETTİK"

Kürsüye gelen ikinci isim, tutuklu sanık Renas Kılıç oldu.

"BENİM HEDEFİM İLERDE BELEDİYE BAŞKANI OLMAKTI"

BELEDİYE ÇALIŞANI, HASTANEYİ SAHİPLENMİŞ...

İLK 3 GÜN NELER YAŞANDI?

Duruşmanın ilk günü; tutuklu sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı dün verdiği savunmasında, yaptığı bir-iki işlemi kabul ettiğini ve dürüstçe ifadesini verdiğini belirterek, bazı konularda üzerine atılı suçlamaları reddettiğini söyledi. Hastanelerin hepsinin denetlendiğini fakat denetlemelerin sıkıntısını hemşirelerin çektiğini öne süren Taşçı, şunları kaydetti: "Benim bir kuruş nakit kazandığım yok. Hastanelerin yüzde 70'inde gece yoğun bakımda tabip durmuyor. Müdahale etsek 'Sen sebep müdahale ettin', etmesek 'Nasıl müdahale etmezsin' diyorlar. Hasta sayısının fazla tutulması, daha fazla nakit kazanılması için Fırat Sarı'ya baskı kuruyorlar. Her hastane sahibi nakit kazanmak ister. Hastanın kaç gün yatacağına biz karar vermeyiz. Doktor karar verir. Bebeklerin ciğer gelişimi için kullanması gereken bir ilaca SGK 9 bin 500 bin lira ödeme yapıyor. Hastane toplu alırsa 7000 liraya geliyor. Bu ilacı ne kadar fazla kullanırsan SGK'den daha fazla nakit alıyorsun. İlaçlar fazlaydı. Fırat Sarı ile bunu konuştuk. Bu ilaçların çöpe gideceğine satılması için. O da tasdik verdi. Hasan Basri topluyordu, bana getiriyordu ben de satışını yapıyordum. Biz bu satma işini 3 kere yaptık. Benim aldığım maksimum komisyon 4-5 bin lira fakat Fırat Sarı'nın aldığı 40 bin lira diye biliyorum."

"YOĞUN BAKIM NE KADAR DOLUYSA O KADAR ÇOK PARA KAZANIYOR HASTANELER"

Hakan Doğukan Taşçı, acil durumlarda zaman vakit bebeklere müdahale yaptığını dile getirerek, "Örneğin entübasyon işlemini doktorun yapması gerek, fakat tabip birimde olmadığı zaman, benim yaptığım oluyordu. Yoğun bakım ne kadar doluysa o kadar fazla nakit kazanıyor hastaneler." dedi.

"KAFAMIZA GÖRE BİR HASTA LİSTESİ BELİRLEDİK"

Taşçı, "Buradan kafamıza göre bir hasta listesi belirledik, bu çocuk nasıl bir şey mesajı üzerine, basamak listesi hasta şablonu ve fena hasta şablonu var, bizden yazılı istemiyorlardı. Bunlar gerçeğe aykırıydı. Biz sadece çarşaf listesi yapıyorduk. SGK'ya bildirmiyorduk. Hasta 5 günlük entübe iken 10 günlük gösterilmiş. Hasta üç günlük entübe ise SGK daha fazla nakit öder. O yüzden SGK'dan nakit almak için daha fazla entübe yazıyorduk. Bebeklerin kullandığı bir ilaç. Akciğer gelişimi sağlamak için kullanması gerekiyor. Bu ilaçların fazlalığı oluyordu. Bu ilaçları hastaya vermemek gibi bir şey olmuyordu. Bu ilaçlar için SGK 9 bin 500 lira ödeme yapıyor. Toplu alınca daha fazla nakit kazanıyor hastane. Bu ilaçlar dolapta birikiyordu, hastaya verilmiyordu. İlaçların çöpe gideceğine satılması konusunda Fırat Sarı ile konuştuk. Hasan, hastaneden paraları topluyordu bizde satışları yapıyorduk. Reyap Hastanesi, TRG Hastanesi'nden alındığını söyleyebilirim fakat bilhassa şu kişiden alınıyordu diyemem. SGK'yı dolandırmak gibi bir amacım yok" diye konuştu.

"İL DIŞI SEVKLERDEN 5 BİN LİRA KAZANIYORDU"

Duruşmanın 2. gününde kürsüye ilk olarak gelen Fırat Sarı'nın hemşiresi Hasan Basri Gök, bebeklerin 112'ye bildirilmeden sevk yapıldığını itiraf ederek Serdar Yüksel'in vilayet dışı sevklerden 5 bin lira kazandığını söyledi.

"BEBEK ŞU AN YAŞIYOR OLURDU"

"112'NİN PARMAĞI VAR MI?" SORUSUNA BAKANLIK AVUKATINDAN İTİRAZ

Mahkeme sırasında, sanık Hasan Basri Gök'e sevklerle ilgili "112'nin bu işte bir parmağı mevcut mıdır?" sorusu soruldu. Sağlık Bakanlığı avukatı soruya itiraz etti. Mahkeme heyeti, itirazı kabul etti ve soru sorulmadı. Sanık Gök'ün avukatları, "İtiraflarda bulunarak dosyanın bu aşamaya gelmesinde fayda sağlamıştır. Bu nedenle tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz" diyerek tahliye talebinde bulundu.

"FIRAT SARI YÜZDE 40 KAR ALIYOR"

Mahkeme Başkanı, sanık hemşir Deniz Korkmaz'a da sorular yöneltti:

"FIRAT SARI İLE İLİŞKİM VARDI"

3. gün ise sanık hemşire Cansu Akyıldırım'ın savunması ile başladı. Akyıldırım, elebaşı Fırat Sarı ile ilişki yaşadıklarını itiraf etti.

PARA TRANSFERİ SORULDU

Mahkeme heyeti, sanık Cansu Akyıldırım'a iddianamede geçen nakit transferlerini sordu. Sanık, bu paraların motivasyon amaçlı gönderildiğini öne sürdü. Cansu Akyıldırım: Medisense şirketinden Fırat Bey, aylık olarak bana toplu bir nakit atardı, ben de bunu hemşirelere kıdemine göre dağıtırım. Birinci Hastanesi'nde çalışırken de böyleydi.

"FIRAT SARI 'HASTAYI ENTÜBE GÖSTER' DERDİ"

Akyıldırım'ın ardından hemşire Çağla Durmuş'a sorular yöneltildi.

ACILI ANNE-BABADAN TEPKİ: SEN DE YARGILANACAKSIN

Duruşmaya fasıla verildiği sırada, kendilerinin avukat olduğunu belirten ana ve baba, tabip Dursun Eryılmaz'a tepki gösterdi: Bebeğimizi öldürdün. Sen de yargılanacaksın.

"ÇEK FİŞİ GİTSİN"

Duruşmadan aradan sonra, Kaya bebeğin ölümünden mesul tutulanlar arasında olan sanık Damla Atak'ın savunmasıyla devam edildi.

"YOĞUN BAKIMDAKİ KAMERALARI ÇIKARDI"

"BABASI, BEBEĞİNİ MORGTAN BİSKÜVİ KUTUSUYLA ALIP 1 BUÇUK SAAT TAŞIDI"

Ölen Kaya bebeğin avukatı, sanık Dr. Rıza Keykubad'a soru sordu:

İDDİANAMEDEN

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kere uygulanmak üzere yekün 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor. Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
Benzer Videolar