Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin öldüğü saldırıyı, İsrail’i “siyonist terör rejimi” ifadeleriyle suçlayan Ayetullah Ali Hamaney dahil İranlı yetkililerin intikam yeminleri izledi. Hamaney kişisel internet sitesinden yaptığı açıklamada, İsrail’in “ağır bir cezaya” hazırlanması gerektiğini söyledi, “İntikam almanın görevimiz olduğuna inanıyoruz” dedi.
İsrail ise saldırının sorumluluğunu üstlenmedi.
Salı günü Tahran’da Hamaney ile buluşan Haniye, İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılmış hatta İran parlamentosunda İsrail’e meydan okuyan pozlar vermişti.
Daha sonra Tahran’ın kuzeyindeki özel bir konuta götürülen Haniye burada sabaha karşı hassas bir operasyonla öldürüldü. Saldırıda Haniye’nin Filistinli koruması olduğu düşünülen bir kişi daha öldü.
İran sosyal medyasında öfkeden ziyade saldırıyı önleyemeyen güvenlik servislerine yönelik alaycı paylaşımlar vardı.
İnsan hakları savunucusu ve gazeteci Mehdi Mahmoudian, “Tahran’ın orta yerinde, binlerce güvenlik ajanının burnunun dibinde, hükümetin en önemli gününde, en önemli misafir suikastla öldürüldü” diye yazdı.
Diğer birçok kişi de başörtüsü gibi konularda “çok dikkatli” hareket eden güvenlik birimlerinin Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Hizbullah komutanı Fuad Şükür’ün öldürüldüğü saldırıdan saatler sonra Haniye’nin Tahran’da öldürülmesine engel olunamamasıyla dalga geçti.
Hem Hamas hem de Hizbullah, ABD ve Almanya dâhil birçok ülke ve Avrupa Birliği (AB) tarafından terör örgütü sayılıyor. İran her iki örgütü de destekliyor ancak Şii Hizbullah Tahran için Hamas’a göre daha önemli bir ortak.
Haniye ve Şükür’ün ölümleri İran’ı İsrail’e bir cevap vermesi için baskı altında bırakıyor.
Tahranlı gazeteci Fereshteh SadeghI, “Eğer İran şimdi cevap vermezse içeride alay konusu olacak. Direniş Ekseni’nden kimse, özellikle de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah veya diğer Filistinli liderler bundan sonra Tahran’a gelmezler” dedi. SadeghI, suikastın İran güvenlik servisleri için tam bir utanç kaynağı olduğunu da sözlerine ekledi.
Karşılıklı tehditlerinin ötesinde İran’ın bir sonraki adımının ne olacağı belirsizliğini koruyor.
Ancak ne yanıt vereceklerini değerlendiren İranlı yetkililerin İsrail’in olası tepkisini de göz önünde bulundurması gerekecek.
İran; Hamas, Hizbullah ve Husilerin İsrail’e karşı eylemlerine destek verse de şimdiye kadar tam ölçekli bir savaştan kaçındı. İsrail’e doğrudan bir saldırı, ABD’nin en yakın müttefikini korumak için devreye girmesine yol açabilir. Bunun İran’da mevcut rejimin geleceğini tehdit edebilecek sonuçları olabilir.
Analist Damon Golriz DW’ye verdiği demeçte, bölgesel bir savaştan kaçınmanın tek yolunun Washington’ın “askeri gücünü göstererek İsrail’in güvenliğine olan sarsılmaz bağlılığını teyit etmesi” ve “İran’a karşı gerçek bir caydırıcılık oluşturması” olduğunu söyledi.
İranlı gazeteci Shahran Tabari ise sıradan İranlıların “İsrail halkına karşı bir düşmanlıkları bulunmadığını”, Hamas ve Hizbullah gibi grupları desteklemeye de istekli olmadıklarını belirtti. Tabari’ye göre rejim geri adım atmaya çalışacak ancak bunda başarılı olup olamayacağı belirsiz.
Tahran’daki saldırı şimdi İran liderlerini riskli bir açmaza soktu. Saldırının arkasında İsrail’in olduğu teyit edilirse, bu İsrail’in herhangi bir İran liderini, nerede olursa olsun hedef alabilecek kapasitede olduğu mesajını da göndermiş olacak. Böylesi bir durum İsrail’e yönelik büyük çaplı bir yanıt girişiminden İranlıları vazgeçirebilir. Öte yandan İranlı liderler, sert bir yanıtın caydırıcı olacağı ve benzer saldırılardan koruyacağı düşüncesiyle de hareket edebilir.
GÜNDEM
Az önceÇEVRE
Az önceEKONOMİ
21 saat önceGÜNDEM
21 saat önceGÜNDEM
21 saat önceGÜNDEM
2 gün önceKADIN
2 gün önce