Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. kurum yıldönümünü vatandaşlarla beraber Yenikapı’da yaşayan Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, çoğunluğu gençlerden oluşan katılımcılarla buluştu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “İşte milletin egemenliğini yargıç kılacaksak, vatandaşı yoksulluk ve işsizlik içerisinde, piyasaların ve sermayenin merhametine bırakamayız. Devletimizi, vatandaşlarına hukuki eşitlik kadar, olanak ve fırsat eşitliği de sağlamakla yükümlü hale getirmeliyiz. Bakın sosyal adaleti, devletin prensiplerinden biri haline getirmeliyiz. Herkesin eşitleneceği bir sosyal devlet yapısı kurmalıyız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, tam da Ata’mızın hayal ettiği gibi; özgürlük, eşitlik ve adalete dayalı güçlü ve refah içinde bir ülkeyi inşa etmek göreviyle karşı karşıyayız.
Cumhuriyet Bayramı’nı coşkuyla kutluyoruz. Çünkü hepimiz, bu göreve hazırız. Öyle değil mi? Bu göreve amade mıyız? Cumhuriyetin evlatları, amade mısınız? Biliyorsunuz ki siz; cumhuriyetin, bu devletin, bu milletin, bu canım toprakların, bu vatanın sahipleriyiz. Çünkü biz, en zor zamanlarda birbiriyle kenetlenmeyi bilen, yeniden doğmayı başaran bir milletiz. Biz bunu fazla başardık. Kendi koltuklarından öbür hiçbir şeyi düşünmeyen siyasetçilerin, bizi, ‘şu, bu’ diye birbirinden ayıranlara inat, günü geldiğinde biricik yürek olmaya amade mıyız? Tek yürek olmayı başardık. Dün başardık. Bir kere daha başarırız. O gün gelmiştir. Bundan sonra size tavsiyem; ruhunuzu temizleyin.
Bundan sonra her sabaha özgürlük, eşitlik ve adalete bir gün daha yakınız diye uyanacağız. Bundan sonra her sabaha, gelecek endişesi duymadan, insan gibi yaşayacağımız yeni bir hayata, bir gün daha yakınız diye uyanacağız. Bu umutla, bu inançla daha fazla çalışacağız ve mutlaka başaracağız. Ben sizlere fazla güveniyorum. Her biriniz kendinize fazla güvenin. Çünkü sizler, Cumhuriyetin güzel evlatlarısınız. Herkesi kendi gibi, eşit ve değerli kabul eden milyonlarsınız. Sizler, kimsenin hakkını yemezsiniz. Hakkınızı da yedirmezsiniz. Öyle değil mi? Cumhuriyet sizleri, bu ülkenin, bu devletin sahibi yaptı. Gücünüzün farkında olun. Sahip olduklarınızın değerini bilin. Bir avuç insanın sizi bir kenara itip, bu ülkeyi kendi bildikleri gibi yönetmesine asla ruhsat vermeyin. Çünkü bugün yapılan her yanlış, sizin geleceğinizi sıkıntıya sokuyor.
Onun için Cumhuriyet, korkuya ve tehdide dayanan rejimlere benzemez. Cumhuriyet; onurlu, öz güvenli, erdemli insanların rejimidir. Cumhuriyet; bizim karakterimiz, en değerli mirasımızdır. Bu yürüyüş, milletin yürüyüşüdür. 86 milyon yurttaşımızın yürüyüşüdür. Bu yürüyüş, hepimizin ortak yürüyüşüdür. Omuz omuza, beraber ve inançla yapacağımız gelecek yürüyüşüdür. Dün olduğu gibi, bugün ve yarın da amade mıyız? Başaracak mıyız? Bu bayram, doğru bir sürecin başlayacağı, ikinci yüzyılın ilk bayramdır. Yürüyüşünüz, geleceğiniz aydınlık olsun. Hepinizi fazla seviyorum. Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk. Yaşasın tam müstakil ve güçlü mesut Türkiye.
29 Ekim’de Cumhuriyeti ilan edenlerin, fazla net bir hedefi vardı. Kurucusu, bu uğurda ömrünü adamış Mustafa Kemal Atatürk’e -ki ruhu şad olsun, ona minnet duyuyoruz- o aka lidere teşekkür ediyoruz. İşte Atatürk, o hedefi şöyle tanımlıyordu: ‘Toplumda en yüksek özgürlüğün, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması…’ Bakın, ne diyor 100 yıl önce Atatürk. Dünya bu kelimeleri daha bilmiyordu. Diyor ki, ‘Özgürlük, eşitlik ve adalet…’ Cumhuriyet, işte bunları en yüksek seviyede ve herkes için sağlamak üzere kuruldu.
Cumhuriyet, tarihi derinliği olan muazzam bir tasarımdır. Atatürk’ün mimarı olduğu bu muazzam tasarım, milletçe verdiğimiz savaşlar ve mücadeleler sonrası, ortak irademizle şekillenmiştir. Milletin iradesiyle şekillenmiştir. O yüzden bu tasarım, hepimizin, her birimizin… Benim sizden farkım yok. Sizin benden farkınız yok. Bu memleketin eşit hissedarıyız. Eşitiz. Hakkımız, hukukumuz aynı. Bunu bize veren Cumhuriyettir. Bunu bize kazandıran Mustafa Kemal Atatürk’tür. Onun için fazla güzel bir tasarımdır.
Her birimiz gurur duymalıyız. Çünkü, Türkiye’deki cumhuriyet, demokrasiden ayrı düşünülemez. Çünkü Atatürk, onu milletiyle kurdu. Dünyanın en organik cumhuriyetidir Türkiye Cumhuriyeti. Ülkemiz kurulduğu andan itibaren, demokrasi ve cumhuriyetin bütünlüğü üzerine inşa edilmiştir. Cumhuriyet, sanıldığı gibi sadece devleti değil, aynı zamanda bizleri, aynı devlet içinde, özgür irademizle bir arada olmamızı temsil eder. Yani birlikteyiz. Devletimiz; bu birliğimizin, bu birliğin kurumsal çatısını oluştururken, milletimiz de neyini oluşturur biliyor musunuz? Ruhunu oluşturur. Cumhuriyet ve demokrasi, asla ve asla güçler ayrılığı olmadan, milli bütünlüğü sağlayamaz. Yaşamanın ve hayatın en önemli unsurudur. Bu yönüyle, işte o güçler ayrılığı ne der? Yasamanın, yürütmenin ve yargının birbirinden ayrılması demokratik cumhuriyetimizin en aka güvencesidir. Bunun da öbür bir yolu yoktur. Her kuvvet bir kişinin elinde olabilir mi? Olmaz. Olursa, halka bu güzel yansımaz.”
İmamoğlu’nun Yenikapı’daki sözleri siyaset kulislerini de hareketlendirdi. Gazeteci İsmail Saymaz, “Ekrem İmamoğlu, bugün 29 Ekim konuşmasıyla cumhurbaşkanı adaylığını fiilen ilan etti” yorumunda bulunurken Sözcü TV yorumcusu Altan Sancar da o konuşmayı şöyle değerlendirdi; “Ekrem İmamoğlu 29 Ekim 2024’te Cumhuriyet Bayramı’nda hem cumhurbaşkanı adaylığını ilan etti hem de paradigmasını ortaya koydu. 29 Mayıs 2023 sabahı, ‘değişim’ dediğinde “İmamoğlu’nun uzun yolculuğu başlıyor” diye bir tweet atmıştım. Yolculuğun ikinci aşaması başladı.”
GÜNDEM
Az önceÇEVRE
Az önceEKONOMİ
21 saat önceGÜNDEM
21 saat önceGÜNDEM
21 saat önceGÜNDEM
2 gün önceKADIN
2 gün önce