Reşit Kibar ve Dursun Ali Koyuncu için eylem Artvin’in Hopa ilçesinde mesire alanı gerekçesiyle ormanın kesilmesini önlemek isteyen doğa hakları savunucularına yönelik saldırılar, Borçka’da protesto edildi.
Sivil toplum kuruluşlarının çağrısı üzerine Borçkalılar ilçe meydanından bir araya geldi. ‘Cankurtaran’ı savunacağız, Reşit Kibar’ın hesabını soracağız’ pankartının açıldığı eylemde ‘Reşit Kibar ölümsüzdür’, ‘çetelerden hesap soracağız’, ‘katil şirket Borçka’yı terk et’, Cankurtaran halkındır’ yazılı dövizler taşındı.
‘HİÇBİR ŞİRKETE RUHSAT VERİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ’
Halkevleri Genel Başkan Nebiye Merttürk, “Sadece Yunus Merttürk değil, Yapı-Soy şirketi değil, hiçbir şirkete artık ruhsat izni verilmesine müsaade etmeyeceğiz. Başta Cankurtaran olmak üzere. Dün Dursun Ali Koyuncu ve arkadaşlarımız dilekçe verdiler; bu bölgedeki bütün ruhsatlar iptal edilsin diye. Reşit Kibar’ı biz bu uğurda kaybettik. O bu yola baş koymuştu. ‘Tek bir ağaç keserseniz selamı okursunuz’ diyen Reşit Kibar’ın kararlılığıi bizim mücadelemizin kararlılığı da işte burada yatıyor. Anısı mücadelesi önünde saygıyla eğiliyoruz. Onun mücadelesine yaraşır şekilde şirketleri memleketimizden, topraklarımızdan kovana kadar ona söz olsun ki mücadelemiz devam edecek” dedi.
‘FARUK ÇELİK İSTİFA ETMELİ VE YARGILANMALIDIR’
AKP Artvin Milletvekili Faruk Çelik’i suçlayan Mertürk, şunları söyledi:
“Faruk Çelik sorumluluğumuz yoktur bu işte diyor. Madem sorumluluğun yok üç gün önce o çetelerle aynı masada ne işin vardı diye soruyoruz kendisine. Madem sizin sorumluluğunuz yok, Orman İşletme Müdürünü arayıp da ‘bu proje bir an önce başlayacak, Yunus Merttürk ne diyorsa onu yapacaksınız’ demeyi biliyorsunuz ama. Madem sorumluluğun yok, tetikçilerinle birlikte Artvin halkına tehdit ederek seçim kazanmaya çalışıp, seçimlerin ardından da bu projelerin içine neden hızla girdin? Boy boy fotoğrafları var, Yunus Merttürk’le boy boy. Yaptıkları toplantılar, yedikleri yemekler haberdar değiliz mi zannediyorlar? Hepsinden haberdarız ve Faruk Çelik başta olmak üzere bütün AKP’liler hesap verecek. Faruk Çelik bir an önce istifa etmelidir. Bir an önce yargılanmalıdır. Hep birlikte bunun mücadelesini de örgütleyeceğiz bu sokaklarda.”
‘MADEN ŞİRKETİ ADI ALTINDA SUÇ ÖRGÜTÜ’
Avukat Haktan Özkan ise “Size bir suç şebekesinin faaliyet şemasını anlatacağım” diyerek, şunları anlatt:
“Dört gündür sürdürülen bir faaliyet şemasını. Maden şirketi kisvesi altında örgütlenen bir suç organizasyonu en fazla ne yapabilir, nereye kadar gidebilir göreceksiniz.
Reşit Kibar’ı dört gün önce katlettiler. Katletmeden önce bu şirketin yetkilileri ağaç kesimi yapılırken alanın önüne araçlarını çekmişler, kamp sandalyelerini açmışlar, aracın içinde ruhsatlı bir silahla bekler vaziyette itiraz etmeye gelecek köylüleri karşılamaya çalışmışlardır.
Ağaç kesimine itiraz etmeye gelen köylülere Muhammet Ustabaş isimli şirketin katili, tetikçisi kurşun yağdırmıştır. Hem de kimin silahıyla, şirketin yetkilisi bugün aramızda dolaşan Fikret Merttürk’ün ruhsatlı silahıyla. Fikret Merttürk, olay esnasında şunu ifade etmiş, biz ifadelerden öğrendik. Bizim arkadaşlarımız ‘Bize mi sıkacaksınız?’ deyince, demiş ki ‘Benim silahım istediğine sıkabilir’. Bu cüretle hareket eden şirketin tetikçisi Muhammet Ustabaş, Reşit arkadaşımızı öldürmüş, iki arkadaşımızı yaralamış, ardından Dursun ve Murat arkadaşımıza silahı doğrulttuğunda silahın mermisi bitmiştir.”
‘DURSUN ALİ KOYUNCU SAVUNMA YAPAMADAN TUTUKLANDI’
Avukat Özkan konuşmasına şöyle devam etti:
“Yargı, ‘benim silahım istediğine sıkabilir’ diyen adamı adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. Dün Dursun arkadaşımız dahil olmak üzere olayın diğer mağdurları gittiler ifade verdiler. ‘Bu adamı niye serbest bırakıyorsunuz?’ dediler. ‘Bu adam olay anında istediğini vurabilirsin’ diye talimat verdi dediler. Bütün bu katliam olurken olay yerine gelen jandarma aracından dahi inmemiştir. Olay günü aracından inmeyen jandarma dün bir ordu ile Dursun’un evini basıp gözaltına aldı. Arkadaşlarımız katledilirken neredeydiniz? Madem gece 3’te bir ordu ile bir evi basabiliyorsunuz, Reşit öldürülürken neredeydiniz? Niye arabanızdan inmediniz?
Bu mesele bir suç şebekesinin organizasyonudur. Bu şebeke açığa çıkmasın diye Dursun arkadaşımızı gözaltına aldılar ve savunma dahi yapmasına izin vermeden Dursun hakkında tutuklama kararı çıktı.
‘KOYUNCU’NUN İFADESİ NİYE HOPA’DA ALINMADI?’
Dursun Ali’yi evinden Hopa’da alıyorlar, Artvin’e kaçırıyorlar. Sen Hopa Savcısı tarafından yürütülen bir soruşturmada Hopa’daki köyünde evinden aldığım bir adamın ifadesini niye Hopa’da almıyorsun? Çünkü biliyorlar hepimiz sabah Hopa’daydık. Eğer Dursun’un ifadesi o adliye de alınmış olsaydı bütün bir Hopa halkı o kararı aldırtmayacaktı. İtiraz edilecek ama bilin arkadaşlarımızı kaçırmakla, Reşit’in cenazesini kaçırmakla, bu suç şebekesini aklayamayacaksınız.
Maden şirketlerinin faaliyetleriyle ilgili az önce birçok şey söylendi. Fakat ben bir şey daha söylemek istiyorum. Proje sahipleri Reşit öldürüldükten sonra daha bir cenaze evindeydik, tören yapılmamıştı, bir açıklama yaptı. Olay nedeniyle üzüntü duyuyorlarmış. Ve kendi iradeleriyle projeden çekiliyorlarmış. Her yerde söyledik. Bir de çekilmeseydiniz. Ama bu sadece bu cinayeti işleyen maden şirketine bir söz değildir. Bu uyarı hepsine. Karadeniz’in vadilerine ve ormanlarına girmek isteyen bütün maden şirketlerine burdan uyarı yapıyoruz. Bu şirket gibi sadece Cankurtaran’dan değil, Karadeniz’in tüm vadi ve ormanlarından iş makinelerinizi kazmalarınızı, joplarınızı, kalkanlarınızı alıp defolup gideceksiniz.”
‘REŞİT KİBAR MÜCADELEMİZDE YAŞAYACAK’
Sol Parti MYK üyesi Alper Taş da, Reşit Kibar’ın yaşam alanını savunduğu için katledildiğini anlattı. Taş, şu açıklamada bulundu:
“Hepimizin başı sağ olsun. Gerçekten acımız derin, gerçekten öfkemiz derin. Reşit Kibar arkadaşımız yaşam alanını savunduğu için, şu güzelim doğayı bizim adımıza savunduğu için katledildi. Reşit Kibar arkadaşımız bizim için öldü, bu doğa için öldü, bu yaşam alanları için öldü. O yüzden Reşit Kibar’ı tıpkı Metin Lokumcu gibi sonsuzluğa uğurlamadık. İkisini de yüreğimizin en derinliklerinde saklıyoruz. Her daim bilincimizde, her daim yüreğimizde, her daim kavgamızda bu iki isim artık Artvin’deki mücadelenin önder isimleri olarak, yol gösterici isimleri olarak bizimle beraber yaşamaya devam edecek. Biz her ikisine de borçluyuz. Çünkü bu güzel topraklar için yaşamlarını kaybettiler. Bizler Artvin’in devrimci demokrat emek güçleri olarak bu sorumluluğumuzun gereği ile önümüzdeki dönemi ciddi bir biçimde, örgütlü bir biçimde, birleşik bir biçimde yürütmeliyiz, yönetmeliyiz, geliştirmeliyiz ve güçlendirmeliyiz.
Şimdi sevgili arkadaşlar bir gerçek var, şu Karadeniz’e kadar güzel. Gerçekten çok güzel. Herkes bizim bu topraklara imreniyor. Fakat bu güzelim memleketi talan etmek, çürütmek isteyen Karadenizliler var. Bir karadenizli grup var ki doğdukları, atalarının toprakları olan bu yerleri tarumar etmekten, çürütmekten, tüketmekten başka hiçbir şey yapmıyorlar. Bunun en başında da Recep Tayyip Erdoğan var maalesef. O da Rizeli ama bakın bütün Karadeniz’in her tarafına yoğun bir saldırı var ve bu saldırının ortakları da iktidarda Karadenizli ve yerel de işbirlikçileri de Karadenizli.”
‘İKTİDARIN VE SERMAYENİN KÂR HIRSININ SONUCU’
Borçka halkı adına konuşan Sevgi Keskinkurt Akyüz ise şunları söyledi:
“Katliamdan sayılı günler önce Faruk Çelik, Borçka’da katliamı gerçekleştiren kişilerle toplantı düzenlemiştir. Orman Bölge Müdürünü arayarak projenin bir an önce başlaması talimatını vermiştir. Tüm bu yaşananlar iktidar ve sermayesinin kâr hırsının bir sonucudur. Bu kâr hırsıyla yıllardır ormanlarımıza, dedelerimize, vadilerimize saldıran sermaye doğamızı katlettiği gibi camlarımızı da almaktadır.
AKP iktidarının talan ve yağma politikalarının bir sonucu olarak yaşam alanlarımızı yok etmek isteyen sermaye; doğayı ve yaşamı savunan köylüleri, gözaltılar, tutuklamalar ve tehditlerle yıldırmaya çalışmış, yıldıramadığın anlayınca da doğrudan hedef göstererek silahlı saldırılarla mücadelemizi gerilemeye çalışmaktadır. Bizler biliyoruz ki bu saldırı ilk değil, son da olmayacak. 2011’de yine Hopa’da doğasını ve yaşam alanını savunduğu için katledilen Metin Lokumcu’nun, 2017’de yılında Finike’de ormanlar yok eden mermer ocaklarına karşı verdikleri mücadele sonucunda katledilen Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu’nun, Metin Lokumcu’nun daha dün gerçekleşen davasında bütün sanıklar serbest bırakılırken, geçtiğimiz günlerde yine Cankurtaran’dan açık bir cinayet haberleriyle sarsıldık.
Bu talan veya amanın kimlerin çıkarını gözeterek hangi amaçla yapıldığını çok iyi biliyoruz. Artvin’de Cerattepe’nin kalbini söken, vadisini talan açan, Arhavi’nin köylerindeki maden projeleriyle bize yaşam alanı bırakmayan, Akbelen’i yağmalayan, HES’lerle, JES’lerle derelerimizi kurutan, madem faaliyetleriyle sularımızı zehirleyip yaşam alanlarımızla beraber yaşam hakkımızı da elimizden alan çetelerin ve yağmacıların kârlarına kâr katması için yapılan tüm bu saldırıların önü iktidar tarafından açılmaktadır.”
GÜNDEM
Az önceÇEVRE
Az önceDIŞ HABERLER
Az önceEKONOMİ
21 saat önceGÜNDEM
21 saat önceGÜNDEM
21 saat önceGÜNDEM
2 gün önce