İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine sebep olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davada sanıkların savunmaları bir bir alınıyor. Kürsüye gelen ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, “Suçlamaları kabul etmiyorum, ancak hasta yönlendirerek nakit kazandığımı kabul ediyorum” dedi.
Bakırköy Adliyesi konferans salonunda görülen duruşmaya AK Parti Osmaniye Milletvekili, eski Aile ve Sosyal Hizmetler Eski Bakanı Derya Yanık da katıldı.
Eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık
AMBULAN ŞOFÖRÜ GIYASETTİN MERT ÖZDEMİR SANIK KÜRSÜSÜNDE
Kürsüye ilk olarak çetenin kilit isimlerinden ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir geldi. İddianamede; Özdemir’in 112 ambulans şoförü olduğu, Fırat Sarı’nın işletmeciliğini yaptığı hastanelerin yoğun bakımlarını doldurabilmek adına ASKOM algoritmasına aykırı olacak şekilde hareket edip önce bebek hastanın ailesini ikna ettikten sonra hasta için tedavi ret işlemini yapıp 112 davet merkezinden provizyon numarası almadan, sanki bu hasta öbür hiçbir hastaneye gitmemiş gibi gösterilerek işletme hastanelerinin birisine acilden giriş yapılmasını sağlayarak bu işlem neticesinde sevk başına nakit aldığı, zaman vakit 112 nakil birimi ile yaptığı görüşmelerde kendisini “Doktor” Ahmet olarak tanıttığı iddia ediliyor.
“HASTA YÖNLENDİREREK PARA KAZANDIĞIMI KABUL EDİYORUM”
Gazeteci Emrullah Erdinç ve Rojda Altıntaş’ın aktardığına göre; mahkeme başkanı hakkındaki suçlamaları okudu ve sanık savunmasına başladı:
- Gıyasettin Mert Özdemir: Suçlamaları kabul etmiyorum, ancak hasta yönlendirerek nakit kazandığımı kabul ediyorum. Burada bir gerçeği açıklamak istiyorum: İstanbul’da yalnızca 4 kuvözlü ambulans bulunuyor. Bu ambulansların bir hastaya ulaşması en az 2 saat sürüyor. Bu nedenle, tıp merkezinden yoğun bakıma ihtiyaç duyan bir hastanın sevk edilmesi ortalama 5-6 saat alıyor.
- Hasta bir lahza önce hastaneye gitmeli, fakat mevcut kurallar bu süreci hızlandırmaya ruhsat vermiyor. Bu yüzden sevk zinciri bizim gibi kişiler aracılığıyla kırılıyor ve hastane bulunuyor. Biz doktorlarla konuşarak özel hastanelerin ambulanslarını kullanıyoruz ve 112 Acil Çağrı Merkezi’nden protokol alıyoruz. Böylece 5-6 saat süren sevk süreci, 45 dakikada çözülebiliyor.
- Bu, hasta bakımından daha müsait bir çözüm mü? Mahkemenin takdirine bırakıyorum. Şunu da belirtmek isterim: Yoğun bakım ünitesi olmayan hastanelerde, 112’ye durumun bildirilmesi 30 dakika sürüyor. Kamu hastanelerinde ise müsait bir hastane bulunması fazla daha uzun zaman alıyor.
- Bu nedenle, hastaneler bizimle iletişime geçiyor. Biz, 45 dakika içinde hastaya müsait bir hastane buluyoruz. İstanbul Avrupa Yakası’nda, bebekleri taşımak için yalnızca 4 tane kuvözlü ambulans var. Buna karşılık, özel hastanelerde yenidoğan ünitelerine sahip her hastanede kuvözlü ambulans bulunuyor.
“SAVCI ART NİYETLİ”
- Gıyasettin Mert Özdemir: Savcı Yavuz Engin tarafından bilerek geri niyetli olarak 112 ambulans şoförü olmam nedeniyle alo yapıldığını düşünüyorum. İddianamenin 1400 sayfa olmasına rağmen, İstanbul dışında çalışan 112 nakil birimindeki personelin ifadelerinin alınmadığını görüyorum. Bu durum, benim açımdan bir geri niyet barındırıyor. Tüm 112 çalışanlarının da zan algında bırakıldığını düşünüyorum.
- Beni örgüt yöneticisi olarak gösterdikleri için 10 bebeğin ölümüyle beni mesul tutuyorlar. Bunun yine Savcı Yavuz Engin tarafından geri niyetli yapıldığını belirtmek isterim. Kaya Bebek bir bebek sevki değil, bir gebe sevkidir. Sadece Kaya Bebek ile ilgili adım geçmektedir.
“BEN YETİŞKİN SEVKİ DE YAPIYORUM”
- Gıyasettin Mert Özdemir: 112 ambulans şoförüyüm ve bir örgüt yöneticisi olarak buradayım fakat ben tüm branşlarda hasta yönlendirmesi yaptığımı kabul ediyorum. O kadar tape kaydı varken sadece yenidoğan tape kayıtlarının baz alınmasını geri niyetli buluyorum. Ben yetişkin sevki de yapıyorum ve bu konunun Fırat Sarı ile ilgisi yok.
“AYLIK 5 HASTA YÖNLENDİRDİĞİMDE HASTANELER ÖDEME YAPAR”
- Mahkeme Başkanı: Senin eşin ile Fırat Sarı arasında nakit transferi var.
- Gıyasettin Mert Özdemir: Maddi kazanç elde ettiğimi söyledim. Hasta yönlendirmesi yaptığım için Bağcılar Şafak Hastanesi, Birinci Hastanesi ve Medisense Şirketi’nden ödeme aldım. Esenler Güney Hastanesi’nden almadım.
- Mahkeme Başkanı: Birinci Hastanesi’nde kimle muhatap oluyordun?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Ali Aksu.
- Mahkeme Başkanı: Medisense Şirketi’nde kimle görüşüyordun?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Dr. Fırat Sarı.
- Mahkeme Başkanı: Ne kadar ödeme aldın?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Hasta başına şöyle bir ücret gibi bir şey yok. Genel olarak aylık 5 hasta yönlendirdiğimde hastaneler değerlendirir ve ödeme yapar.
- Mahkeme Başkanı: Bağcılar Şafak Hastanesi mi demiştin?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Evet.
- Mahkeme Başkanı: Kimle görüştün?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Mustafa Kazan ile görüştüm.
“HASTA MAĞDUR OLMUŞ GİBİ KONUŞUYORSUN”
- Mahkeme Başkanı: O hastaları sen nasıl buluyordun? 112’de çalıştığın için hasta bilgilerinden mi buluyordun?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Çevrem olduğu için buluyordum. Sanki 112 verilerini yaymışım gibi bir suçlama yapılmış fakat bu, 112’ye bildirilemeyen durumlardan ötürü yaşanıyordu. Nasıl başvuru yazılmadan veriyi yayabilirim?
- Mahkeme Başkanı: Öyle bir anlatıyorsun ki sanki ulus mağdur olmuş, 112’ye başvuramamış da sen yardımcı olmuşsun. (Mahkeme Başkanı bir konuşmasını okudu. Konuşmada hastanın 112’ye bildirilmesine mani olunduğu yer alıyor.)
- Gıyasettin Mert Özdemir: “Bildirmeyeceğim” derken kendimin bildirmeme gibi bir durumum yok.
SURİYELİ BEBEK KONUSU…
- Mahkeme Başkanı: İlker Gönen, Suriyeli bir bebekten bahsetmiş. “Türk’ü bekliyorum” demişsin, doğru mu?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Hatırlamıyorum fakat gene de savunma yapayım. Suriyeli-Türk mevzusu ile ilgili şunu söyleyebilirim: 112 nakil birimi, Suriyeli hasta kabul etmezse Türk hasta nakil edemiyor. Bu konudan bahsediyorum.
“SEN HASTALARIN TABURCU OLMAMASINI NİYE İSTEMİYORSUN?”
- Mahkeme başkanı, Fırat Sarı ile Özdemir’in tapelerini okuyor…
- Gıyasettin Mert Özdemir: Taburcu sevkleri ile ilgili işgüzarca konuşmalarımı kabul ediyorum.
- Mahkeme Başkanı: Sen konuşmanın başında sadece Fırat Sarı değil, öbür yerlere de yönlendirme yaptığını söyledin. Oradaki taburcu sayılarını kontrol ediyor muydun?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Evet.
- Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı, “Sana ne benim taburcu sayımdan” demiyor muydu?
- Mahkeme Başkanı: Sen hastaların taburcu olmamasını niye istemiyorsun? Seni sebep ilgilendiriyor?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Hastanelerde boşluk mevcut mı yok mu diye bunaldığım oluyordu.
- Mahkeme Başkanı: Murat Mantuş ile Fırat Sarı arasında bir konuşma geçiyor. “Hasta sayısında azalma var” diyor, “Mert ile konuştum, sayıyı artırır” diyor. Neden?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Hasta yönlendirmesi yaptığım için böyle bir görüşme.
- Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile görüşüyor muydun?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Hep görüşüyordum, yoğun bakım ünitesi çalıştırdığı için.
BİR HASTANEDEN ALDIĞI PARA
- Mahkeme Başkanı: Mustafa Kazan’dan ne kadar aldın? (Bağcılar Şafak Hastanesi)
- Gıyasettin Mert Özdemir: 1 kere 67 bin, bir keresinde de 45-50 bin TL aldım hasta sevki için.
“ÇOK ORTALIĞIZ” SÖZLERİ SORULDU
- Mahkeme Başkanı: Çağla Durmuş ile konuşuyorsunuz, “Herkes nerede çalıştığımızı biliyor, fazla ortalığız” diyorsun. Ne demek bu?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Çünkü benim resmi görevim 112 ambulans şoförlüğü. Ama hasta sevki yaptığım için bunun bilinmesini istemiyordum.
- Mahkeme Başkanı: Kendin için mi endişe ediyorsun sadece?
- Gıyasettin Mert Özdemir: Evet, kendim için.
İlgili Haberler Yenidoğan Çetesi davasının 4. gününde yaşananlar! Kilit isminden gündem yaratacak sözler